Tasarım, fikirlerimizin görsele aktarılmış şeklidir. Ortaya çıkarılan her türlü teknoloji tasarımın hedefinde insan vardır. İnsanların ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda tasarım ve teknolojinin insan odaklı olması bu nedenle önem arz etmektedir.
Bazen seçim yapmak hayatımızın zor anlarından biri olmuştur. Teknoloji ve tasarım dünyasında da aynı durum söz konusudur. Seçenekler artıkça karar verme süresi artacağı gibi ne kadar çok seçenek olursa karar vermemiz de o kadar zorlaşmaktadır. Yapılacak seçimlerin azaltılması işimizi kolaylaştıracağı gibi bizlere zaman da kazandıracaktır. Kısacası ‘’Az çoktan fazladır ‘’ felsefesiyle durumu daha da net kavramamız mümkündür.
İnsan seçimlerini azaltan tasarımlar her zaman daha başarılıdır. Gün içinde seçim yapmamız gereken şeylerin miktarı arttıkça işimiz zorlaşmakta ve daha çok stresli hale gelmekteyiz.
Tasarımın insan odaklı olmasının diğer önemli nedeni ise insanların görsel şeylere daha çok ilgi gösteriyor olmasıdır.
Dijital hizmetler söz konusu olduğunda, markanın tasarımla olan ilişkisi, fiziksel etkileşimlerden bile daha baskın olduğunun altını çizen Torre, şunları ekliyor: “Günümüzde, dijital hizmetleri, arkadaşlarımıza ileti göndermekten, son dizileri izlemeye ve hareket halindeyken market alışverişi yapmaya kadar günlük yaşamımızda yaygın biçimde kullanıyoruz. Dijital hizmetler, hem ilişkilerimizi hem de kişiler, mekânlar, şirketler ve markalarla olan etkileşimimizi değiştirdi. Günümüzde, dijital deneyimle ilgili beklentilerimizin sonu yok ve bu beklentiler, beğendiğimiz uygulamalar veya dijital hizmetler, iki haftada bir güncellendiğinde sürekli olarak artıyor. Bu ilişki, elbette deneyimin tasarlanmasıyla yönetilir ve müşteri yolculuğunun ve kullandığımız ürün veya hizmetin tasarımı olarak ortaya çıkıyor. Dolayısıyla, şirketlerin tasarıma titiz biçimde odaklanmasının gerektiği açık. Dijital sağlayıcılarımızdan daha fazlasını talep ediyor ve bekliyoruz.”